Rusya, Ukrayna’nın ABD ve NATO yanlısı hükümetini devirmek için 24 Şubat’ta askeri saldırı başlattı. Birkaç video haberini inceleyeceğiz. Böyle bir yazı yazmak istemiyordum ama her savaşta olduğu gibi dezenformasyonun büyüklüğünü görünce yazmak zorunda hissettim.
Her haberin altında görsel-metin uyumsuzluğu dediğim şey sıkça başvurdukları bir aldatma yöntemidir. Özellikle Ortadoğu’nun çatışma bölgelerinden gelen haberlerde bunu sık görürüz. Bu uyumsuzluk şudur: Videonun üzerine okunan sesi kıstığınızda veya metni okumadan yalnızca videoyu izlediğinizde veya fotoğraflara baktığınızda, haberin ne olduğuyla ilgili ya hiç bir kestirimde bulunamazsınız ya da yanlış bir kestirimde bulunursunuz. Haberi okuduğunuzda veya videonun üzerine okunanı dinlediğinizde veya videonun altyazısını okuduğunuzda bambaşka bir içerikle karşılaşırsınız. Görseller Hanya’ya, metin Konya’da gider.
Sözcüklerin ne olduğunu biliyorsunuz. Yan tarafta sözcükler etiketine tıklarsanız stratejik sözcük kullanımının okuru ikna etme, aldatma ve yönlendirmenin etkili bir aracı olduğunu gösteren örnek incelemeleri okuyabilirsiniz.




Bundan sonraki örneklerde dezenformasyonu görebilmek için videoları izlemeniz gerekiyor.
Ukrayna’da yaşayan Türk öğrenci: Bomba sesiyle uyandık, sığınacağımız bir yer yok!
youtube.com/watch?v=pi-fpIqWqbI
Görsel-metin uyumsuzluğu: Videoda jetlerin ve bombaların sesleri duyulmuyor.
Ukrayna’daki gazeteci: Ölümün gölgesinden herkese merhabalar, belki bu sizlerle son yayınım olacak
youtube.com/watch?v=ocosKd11v6Y
Görsel-metin uyumsuzluğu: Tam olarak nerede olduğunu söylemiyor. Hatta “ben Kiev’deyim” bile demiyor.
Sözcükler: “Bildiğimiz 1941-45”i anarak o savaşın dehşetini ve üzüntüsünü duygusal silah olarak kullanıyor. Oysa o savaştaki hava bombardımanıyla son 24 saatte yolunu şaşırıp Kiev’e düşen bir iki füzeyi karşılaştırmaya “abes” sözcüğü bile yetmez.
Sözcükler: “Belki son yayınımız olur” derken duygularımıza abanıyor.
Sözcükler: “Şerefiyle ölmek…” Konunun şerefle, hele de sivillerin şerefiyle hiç ilgisi yok. 2013’te Ukrayna halkının önemli bir bölümü NATO karşıtı seçilmiş hükümeti devirmek için Kiev’de gösteri yaptı (EuroMaidan). İçlerinde silahlı gruplar (büyük olasılıkla AB ve ABD silahlandırdı) vardı ve devlet başkanını kaçmaya zorladılar. Yani darbe yaptılar veya yapılmasına alet oldular. Şimdiki hükümet NATO üyesi olmak istiyor ve Rusya bunu engellemeye çalışıyor, olay bu.
O kadar çok duygusallık içeriyor ve gerek metin gerekse görüntü o kadar boş bu bir haber videosu bile sayılmaz.
Küçük kız “Ölmek istemiyorum” diyerek ağladı!
youtube.com/watch?v=M_sSaGADW-U
Görsel-metin uyumsuzluğu: “Ukrayna yanıyor”: Daha tek bir bomba düşmemişken bu başlık atılıyor. Yalancı çoban öyküsünü anımsayın. Gerçek bir savaşı ve yangını acaba nasıl anlatacaklar? Videoda yanan hiçbir şey görmüyoruz. Jenerik yapmışlar… Ama o toz duman görüntüsü Ukrayna değil.
Görsel-metin uyumsuzluğu: Konuşan çocuğu penceresi kırılmış ve toz içindeki ev içinde görmüyoruz. İkisi farklı yerlerde çekilmiş ve montaj yapılmış. Çocuk videosunun ne zaman çekildiğiyle ilgili hiçbir ipucu yok.
Soru: Şimdi NATO’nun uzun menzilli füzeleri, nükleer başlıkları Ukrayna’ya, Moskova’nın burnunun dibine yerleştirilmeye başlansa ve bir Rus çocuğuna “ölmek istemiyorum” dedirtsek bu kadar etkili olur mu? Düşünelim… Akşama kadar durmaksızın dırdır eden, evin mahremini açığa vurmakla ve daha bir çok şeyle kocasını tehdit eden bir kadını ayıplamayan ama o adam karısına vurduğunda kıyameti koparan bir toplum olduk. İnsanlar çatışmanın kendisini kınamayı bir marifet sanırken çatışmayı hazırlayan haksızlıkları ve sorumsuzlukları yok sayıyorlar. Fotoğrafı ve videosu çekilebilen, yani kertenkele beyni düzeyinde algılanabilen görüntülere tepki verip soyut haksızlıkları görememek çok düşük bir zihinsel düzeydir. Yetişkinlerin çoğunun bu düzeye inmiş olmaları üzücüdür. Bu haberler ancak o kişiler üzerinde etkilidir.
Canlı yayında jet sesleri! Ukrayna’da mahsur kalan Türk gençleri yaşadıklarını anlattı
youtube.com/watch?v=xiCswvoy4G4
Görsel-metin uyumsuzluğu: Jet sesi duymadık.
Sözcükler: Daha “mahsur kalma” gibi bir durum yok. Okulu bırakmamak için gitmemeyi kendileri seçmişler. Rusya, okulu kapanmak zorunda bırakacak bir şey yapmış değil. Elektrik var, su var, internet var, market açık. Mahsurluk durumu yok. Panik yaratma ve duyguları kabartma amaçlı haberciliğin ne tehlikeli bir şey olduğunu insanlar keşke anlasalardı. İki yıldır anlamayan yine anlamayacak…
Kiev’de halka silah dağıtımına başlandı
youtube.com/watch?v=iszXFREotyU
Sözcükler: Öznesiz cümleler: Silahı kim dağıtıyor? Belli ki Rus askerlerinin sivillere ateş edip cani görünmesini isteyen ve bu sonucu kendi yurttaşı sivillerin canı pahasına satın almak isteyen biri. Eğer haber doğruysa (doğru olduğuna inanmak için bir neden yok) önümüzdeki günlerde “sivillere ateş açıldı, Rusya katliam yapıyor” haberleri duyarsak olası nedenini biliyoruz.
Görsel-metin uyumsuzluğu: Videonun çekildiği yer ve zaman bilgisi yok. Videoda silahın kime dağıtıldığı da belli değil. Donbass bölgesinde isyancı sivillerin silahlı olarak örgütlenmeleri daha taze haber. Görüntü oradan ve günler, haftalar, aylar öncesinden olabilir.
Ukrayna’daki Türk öğrenci Zafercan Zülka son durumu aktardı
youtube.com/watch?v=8XtqSn2GOyE
Sözcükler: “Duygularını öğreniyoruz, paniklerini öğreniyoruz.” Yeterince profesyonel olmadığı için ağzından kaçırdı, yani istemeden dürüst oldu. Duygu ve panik öğrenilmez, yalnızca görülür. Demek ki kanalın niyeti haber yapmak değilmiş. Öğrenci birkaç bilgi vermese bu bir haber olmayacaktı.
Aşağıdaki iki örnekte algı yönetimini “psikolojik savaş” düzeyine çıkaran ince dokunuşlar var.


Aşağıdakiler de hediye. Böyle anlarda belleğimizi tazelemek özel bir aydınlanma yaşatabilir.
Videoyu şuradan izleyebilirsiniz: https://www.dailymotion.com/video/xpc93h Veya “CNN, Gulf War/Körfez Savaşı, fake/sahte” anahtar sözcüklerini aratarak herhangi bir video sitesinde bulabilirsiniz. Bu gerçek bir bağlantıymış gibi CNN’de yayınlandı. Gazeteci aslında stüdyoda, söylediği gibi Arabistan’da değil. Sahte siren sesi, sahte patlama sesi duyuyoruz. Korkup eğiliyorlar falan. Kaskın amacını biliyorsunuz…
Bu da “Körfez Savaşı” adı verilen işgal saldırısından. Nayirah diye aratırsanız öyküyü bulabilirsiniz. Irak Kuveyt’i işgal ettiğinde ABD ve NATO, Batı kamuoyunu Kuveyt’i kurtarmak amacıyla Irak’ı işgal ettiklerine ikna edebilmek için yüzlerce tiyatro düzenlediler. En çarpıcısı bu idi. Bu Kuveytli kızı ABD meclisinde konuşturdular. “Iraklı askerlerin bebekleri kuvözlerden alıp öldürdüğü” cümlesi ünlüdür. Iraklı askerler bunu yapmadılar ama NATO askerleri Iraklı binlerce çocuğu öldürdüler veya sakat bıraktılar. İfadeyi şuradan dinleyebilirsiniz: youtube.com/watch?v=V6f2m4n1NVo
Çok inandırıcı sahte gözyaşları döküp şakır şakır İngilizce konuşan kızın Kuveyt Washington elçisinin kızı olduğu ortaya çıktı. Ortaya çıkması şöyle; o kadar aleni oldu ve o kadar kötü hazırlanmışlar ki basın bunu inkar edemedi. Eğer inkar edebilecek bir şeylere tutunabilselerdi, örtbas edip toparlamaya güçleri yetseydi bu kızın konsolosun kızı olduğu bilgisi bugün “komplo kuramı” olarak anılıyor olacaktı.
Şimdi otuz yıl öncesinden bu iki örneği neden verdim? Basın bu suçlarla hesaplaşmadı, o yüzden. Bu yalanları yayan meslektaşları üzerinde “mesleği bırakın da onuru kurtulsun” diye bir baskı kurmadılar. Yani tövbe etmediler. Tövbe edenler zaten ilk bir kaç yılda mesleği bırakıyorlar. Böylece en omurgasız, en rezil olanlar meslekte yükseliyor. Sistem böyle işliyor. Evet, kimse bu adamlara “NATO yanlısı haber yapın” diye sopa göstermiyor. Para-şirket-hükümet döngüsü içinde buna gerek kalmıyor. “Özgürce” yanlı olabiliyor, özsansür uygulayabiliyor ve yalan söyleyebiliyorlar.
Bir hediye daha: Wag The Dog filmini izleyin.
Aldatılmak ayıp değildir. Zaten uyanık olmayı aldatılarak öğreniriz. Ama aynı şekilde yeniden, yeniden, yeniden aldatılmak ayıptır! Bu yüzden eleştirel basın okurları olmak ve sunulan her ayrıntıyı dikkatle irdelemek zorundayız.
***
Gazeteci; simit sat, onurunla yaşa!
Savaş gibi, afet gibi, göç akınları gibi, sahte bayrak operasyonları gibi öyle anlar geliyor ki yalanların arasında gerçeği bulmak gerçekten samanlıkta iğne aramaya benziyor. Kendilerine basın mensubu dedirten bu insanların toplum ahlakında yaptıkları aşınma ve yıpranma tartışılmamış, hesap edilmemiştir.
Bunlar ağır ve derin konular gibi görünüyorsa en azından bu savaş vesilesiyle basının asla ve asla “tarafsız” olmadığını, olamayacağını, tarafsız olmaya çalışmasının çıkarına olmadığını anlamaya çalışın. Basın-2 yazımda bunun gerekçelerine değinmiştim. Şu anda karşınızda gördüğünüz de uygulamasıdır. NATO temsilcisi NATO’nun çıkarını korusunlar diye bu gazetecilere rüşvet vermedi. Bu gazetecilere hiç kimse “ABD yanlısı olun” diye baskı yapmadı. Hükümetten birileri arayıp “Ukrayna’daki yurttaşları zamanında uyarmadığımız için bizi eleştirmeyin haa” demedi.
Bu yanlılıklar kurulu sistemin içinde, güç piramidinin her basamağında kendiliğinden gerçekleşiyor. Bu yanlılığa sahip olmayanlar ilk günlerde ayıklanıyorlar veya kendileri bu işi onurlarıyla yapamayacaklarını anlıyor ve çok geçmeden meslek değiştiriyorlar.
Bu dezenformasyon yöntemlerini öğrenmek için bir seminere falan gitmiyorlar. “Halka yalan söyleyeceksiniz” gibi doğrudan bir yönerge verilmiyor. Videoya sahte önizleme resmi koymak, videoda bulunmayan şeyi arkadan okumak, videoda görünmeyen şeyi “video haber” yapmak gibi yalan söyleme tekniklerini mesleğin doğal bir parçası olarak, işlerin olağan seyriymiş gibi öğreniyorlar.
Öyleyse eleştirel medya okuruna düşen şey bu olguların bilincine varmak ve buna karşılık gelecek şekilde kendisini eğitmektir. Gazeteci sessiz sakin caddelerin görüntüsünün üstüne “bombalar düşüyor” derken okur tam olarak neye baktığını, karşısında gördüğü şeyin ne olduğunu bilmelidir.
“Şu anda görsel içeren bir habere bakıyorum. Basının bu konudaki yanıltma taktikleri şunlar, şunlardır. Bunlardan şunları, şunları uyguluyorlar.
Üçüncü kişi olarak basınla okur arasındaki bu etkileşime baktığımda, bu haberi izleyen korumasız (hazırlıksız) kişinin bundan şunu, şunu anlayabileceğini ve şu yönde yanılacağını kestiriyorum.
Önümüzdeki günlerde bu haberler yalanlanınca veya yanlış olduğu ortaya çıkınca şöyle toparlamaya çalışacaklarını kestiriyorum.
Benzer bir durum şu zamanda/yerde olsa aynı basının şöyle davranacağını kestiriyorum.”
Okurun aklından geçenler bunlar olmalıdır. Bu, zamanla kazanılacak bir alışkanlık ve bu çıkarımları sürekli olarak gözden geçirmek ve yanıldığı noktayı bilmek ve düzeltmek gerekiyor.
BeğenBeğen
Emekli istihbarat albay… “Bu Ukrayna mı?” He yavrum, he. Bi kilometreden belli sahte olduğu, oyunları bilmeye gerek yok.
BeğenBeğen
Eklemeyi unutmuşum. Nayirah’ı yutanlar Greta Thunberg’i de yuttular.
BeğenBeğen
Bu sayfayı okurken zihnimde şu video dolanır durur hep.
BeğenBeğen
BeğenBeğen