Örüntü Tanımaya Giriş

Hemen hiçbir eleştirel düşünme eğitimi kaynağında örüntü tanıma diye bir konu bulamıyoruz. Bu terim çoğunlukla yazılım geliştirme, kalıtım ve psikoloji alanlarında karşımıza çıkıyor. Ben bilinçli düzeyde geliştirilmiş bir örüntü tanımanın eleştirel düşünmenin bir parçası olduğunu, eleştirel düşünmeyi bir eğitim alanı olarak düşünmeye başladıktan sonra anladım. Elde ettiğim bulguları bilgim ve anlatım gücüm yettiği kadarıyla paylaşmaya çalışacağım. Standart bir ders olmadığı için, hatta bu bir “ders” bile olmadığı için el yordamıyla, doğaçlama ilerliyorum. Bu yüzden bu çalışmayı daha sonra geliştirebilmem için geribildiriminiz önemli. Eğer bu sayfalarda yeniyseniz ve eleştirel düşünmeye giriş yazılarını okumadıysanız okumanızı ve sonra bu yazıya dönmenizi öneririm.

Yazıyı pdf olarak indirebilirsiniz (13 sayfa): İndir

Okumaya devam et “Örüntü Tanımaya Giriş”

Ben Bunu Bir Yerden Hatırlıyorum!

Küresel çetenin (böyle bir şey olmadığını düşünüyorsanız yazıyı okumayı bırakabilirsiniz) bir huyu var: Yapacakları veya yaptıkları işleri açık etmekten özel bir zevk duyuyorlar. Okumaya devam et “Ben Bunu Bir Yerden Hatırlıyorum!”

Sözcükler – 6: Bütünlenmemiş /Eksik Anlamlı Sözcükler

Kimi sözcük bir doğru parçasının tek ucu gibidir. Öbür ucunu yerleştirdiğiniz noktaya göre anlam kazanırlar. Benzer, farklı, yararlı, iyi, uzun, büyük, önemli gibi pek çok sözcük ancak karşılaştırma anlamı taşırlar. Karşılaştırmanın kapsamı bilinmediğinde bu sözcükler iletişime pek yardımcı olamazlar. Basında, politikada ve üniversitede bu türden sözcüklerin ucu açık olarak kullanımı yaygındır. Dikkat etmemiz gereken şey, bağlamda, yani metinde açık olan uçların belirsizliğe yer vermeyecek biçimde kapatılıp kapatılmadığıdır. Bağımsızlık, özgürlük, verimlilik, şeffaflık gibi sözcükler hararetli tartışmalar bağlamında karşımıza çıkarlar. Yalnızca karşılaştırma sağlayan bu sözcükler çoğu kez bağlam içinde belirsiz bırakılırlar. Belirsiz olan sözcükleri yatık harflerle vurguladım. Okumaya devam et “Sözcükler – 6: Bütünlenmemiş /Eksik Anlamlı Sözcükler”

Sözcükler – 5: Bir Harf Neleri Değiştirir

Bir sözcüğün neleri değiştirdiğinin, insanların düşüncelerini ve duygularını dolayısıyla davranışlarını nasıl etkileyebileceğinin örneklerini verdik. Şimdi Türkçenin kıvraklığının da yardımıyla tek bir harfin aynı etkiyi, hatta daha dehşetli etkiyi nasıl yaptığının örneğini vereceğim: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası”. Okumaya devam et “Sözcükler – 5: Bir Harf Neleri Değiştirir”

Sözcükler – 4: Bir Sözcük Neleri Değiştirir

Sözcükler karıncalar gibi her yeri doldurmuş olabilir ama karıncalardan farklı olarak her birinin çok değerli ve kilit önemde olabileceği gerçeğini değiştirmez. Dört örnek vereceğim. Okumaya devam et “Sözcükler – 4: Bir Sözcük Neleri Değiştirir”

Sözcükler – 3: Basının Sözcük Cambazlıkları

2013 yılının Haziran ayında Türkiye’de benzeri görülmemiş kalabalık protesto gösterileri ve türlü yürüyüşler yapıldı. Ana akım basın alnına hiç çıkmayacak kapkara bir leke sürerek altı gün boyunca olayları haber yapmadı. Salt bu davranış bile toplumun bütün bir basın olgusunu sorgulamasına, paradigmaları keşfetmesine, zihnindeki taşları yerinden oynatmasına, gençlerin meslek seçimlerinde bir kırılmaya yol açmasına yeterdi. Ne yazık ki sağkalım mekanizmaları iyice zayıflayan toplum vermesi gereken tepkinin onda birini veremedi. Bir ülkede darbe olduğunda bütün seçilmişler, vekiller dağıtılır. 2013 Haziran’ında toplumun yasal ve/veya ahlaki yaptırım gücünün bütün ana akım Türk basınına yaptığı işten el çektirmesi ve hem basın kavramıyla, hem basın tüketicisinin koyunları andıran davranışıyla hesaplaşmaya girmesi gerekirdi. Olmadı. Bu büyük suçu cezalandırmadığı için Türk toplumu cezasını çekiyor ve bugün basından daha büyük, daha örgütlü yalanlar işitiyor.

Konuya gelirsek, gösterilerin haberi yapılmaya başlandıktan sonra basının sözcük seçimleri iyiden iyiye dikkat çekmişti. Bunlara örnekler vereceğiz. Okumaya devam et “Sözcükler – 3: Basının Sözcük Cambazlıkları”

Sözcükler – 2: Anlamsız Sözcükler

Sözcüklerle düşünürüz. Sözcükler olmadan düşünebilmek de olanaklıdır ancak sözcükler süreci hızlandırmaya, berraklaştırmaya, izlemeye ve gözden geçirmeye yararlar. Uygar insanların çevrelerinde çok türlü nesne, sistem ve yapı bulunduğu ve bunlara yenileri eklendiği için uygarlaşmaya koşut olarak sözcük dağarcığı genişler. Okumaya devam et “Sözcükler – 2: Anlamsız Sözcükler”

Sözcükler -1: Tanımlar

Sözcüklere Giriş

Genel mantığın üç konusu; dilbilgisi, biçimsel mantık ve matematiktir. Bunları bir konunun üç alt şubesi gibi değil, üç yüzü gibi düşünmek daha doğru olur. Bu sayfalarda her üç yüze de yer ayırmaya çalışacağım. Bunlardan birine gereken ilgiyi ve dikkati göstermeyen okurun eleştirel düşünme çabasında önemli aksamalar olabilir. Okumaya devam et “Sözcükler -1: Tanımlar”