Devede Kulak Safsatası (İng. fallacy of the beard /continuum fallacy)
Bir savı, konuyu saptırma ve karşısındakini şaşırtacak şekilde sunmak yoluyla yapılan hatalı çıkarımlara Şaşırtma Safsataları deniyor. Bu grupta da yedi değişik safsata var: Devede Kulak Safsatası, Siyah-Beyaz Safsatası, Kanıt Zorunluluğu Safsatası, Felaket Tellallığı, İmalı Soru Safsatası, Çok Sorulu Safsata, Sınırlı Seçenek Safsatası.
Bir savın kabulünü sağlamak için sava uymayan ayrıntıların hiçbir farklılık yaratmayacağını ve en küçük bir önem taşımadığını savunmaktan oluşan hatalı çıkarıma devede kulak safsatası diyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta önemsiz gösterilen olgunun yeterince sıklıkta yinelendiğinde önemli duruma gelmesidir. İngilizcede salak safsatası denir. Sakalın kaç beyaz kıl sonrasında beyaz sakala döneceği söylenemediğinden dolayı ‘bir kıl bütün sakalı beyaz yapmaz’ önermesi safsata olarak değerlendirilir; adını buradan almıştır.
“Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz.”
Bu sav, kötü bir şey olması için anayasayı kaç kez delmek gerekeceği sorusunun sayısal bir yanıtının olmamasından beslenmektedir.
“Bir tencere kızartma yağını lavaboya döktüm diye balıkların soyu mu tükenecek?”
Bir tencere yağ kuşkusuz denizleri kirletmeyecektir ancak bu herkesin atık yağı lavaboya boşaltması durumunda bile denizlerin temiz kalacağı anlamına gelmez.
“Üç aylık cenin insan sayılıyor ise bir günlük zigot da insan sayılmalıdır.”
Bu uslamlamaya göre döllenmemiş sperm veya yumurta hücresinin de insan sayılması gerekir. Bu çıkarım insan olmayan canlıdan insana geçiş noktasının belirsizliğini kötüye kullanmaktadır.
Siyah-Beyaz Safsatası (İng. false dilemma /black or white fallacy)
Gerçekte çok seçenek olmasına rağmen, karşıdakini iki seçenek arasında bırakmak yoluyla yapılan hatadır.
“Ya sev ya da terk et.”
“Ya bizden yanasınız ya teröristlerden.”
“A: Ben liselere din dersinin konulmasını destekliyorum.
B: Ben böyle bir şeyin yararına inanmıyorum.
A: Sen ateist misin yoksa?”
“Osmanlı padişahlarının kardeşlerini ve oğullarını öldürmeleri iyi bir şeydir. Bunu yapmasalardı aralarında savaş çıkacak ve ülke eski Türk devletlerinde olduğu gibi bölünecekti.”
“Bu devirde demiryollarını, enerji santrallerini, demir-çelik fabrikalarını hala devletin işletmesi gerektiğini söylemek komünistliktir.”
“Müslüman saldırganlığının ABD dış politikasıyla ilgisi yoktur. Sorun İslam’ın uzlaşmazlığı ve savaşı özendiren bir din olmasıdır.”
“Hem evrime hem Tanrı’ya inanamazsınız. Ya biri doğrudur, ya öteki.”
“Haziran olaylarında sokakta olduğunuza göre CHP’lisiniz.”
“Türkçe ezana karşı çıktığınıza göre AKP’lisiniz.”
“‘Mısır’dan Filistin’e katırlar ile kaçakçılık yapan bir grup çocuk, genç Sisi’nin emri ile bombardımana tutulup katledildi’ desem, bunun için de ağlar mıydın; yoksa bunun Roboski olduğunu öğrenince bunlara kaçakçı terörist mi derdin?” (Bir Facebook kullanıcısının bir ceset yığınını gösteren fotoğrafın altındaki yazısı)
Kanıtlama Zorunluluğu Safsatası (İng. argument from ignorance /burden of proof fallacy)
Bir şeyin yanlışlığının kanıtlanamamış olması nedeniyle doğru olduğunu ya da doğruluğunun kanıtlanamamış olması nedeniyle yanlış olduğunu ileri sürmektir. Bu siyah-beyaz safsatasının özel bir biçimidir. Bu safsata bir şeyin tersi kanıtlanamadığı sürece doğru olduğu varsayımına dayanır. Ceza hukukunda en temel kurallardan biri, savcının sanığın suçunu kanıtlamak zorunda oluşudur. Sanığın suçsuzluğunu kanıtlayamaması tek başına bir suç kanıtı sayılmamaktadır. Bundan dolayı “Kanıt yükümlülüğü iddia makamınındır” denir.
“A: Hiç göl maya tutar mı?
B: Ya tutarsa?”
“A: Nazar, uğur, büyü, astroloji gibi saçmalıklara inanma!
B: İnanırım. Bunların olmadığını gösteren kanıt yok elimizde.”
“Bu görüntülerde gökyüzünde uçuşan cisimlerin ne olduğu ortaya çıkarılamadı. Dolayısıyla bunlar uzaylıların gemileri olmalı.”
“Küresel ısınmanın atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu dışındaki olası nedenleri kanıtlanamadı. Dolayısıyla küresel ısınmanın karbondioksit yoğunluğunun artmasından kaynaklandığını kabul etmek zorundayız.”
Felaket Tellallığı /Kaygan Yokuş Safsatası (İng. fallacy of slippery slope)
Önermenin kabul edilemez olduğunu göstermek için, bu önermeyi bir dizi olayların takip ettiğinin gösterilmesi yoluyla bir olayı diğerinin takip edeceğine kesin olarak inanmaktan doğan hatadır.
“Bugün başörtüsü özgürlüğü istiyorlar, yarın çarşaf isteyecekler.”
“Asla kumar oynama. Bir kere başlarsan, durması zordur (doğru öncül). Çok geçmeden bütün paranı kumarda kaybedersin (doğru öncül, geçerli çıkarım) ve sonunda geçimini temin etmek için suç işlemek zorunda kalırsın (geçersiz çıkarım).”
“Hükümet IMF ile anlaşma yenilemeyeceğine göre artık ekonomi düzelecek, gelir dağılımı düzelecek, toplumsal barışa da katkı sağlanacak. Güzel günler bizi bekliyor.”
Bu çıkarımda aynı zamanda yanlış neden safsatası da bulunmaktadır. Gelir dağılımı ile kamu borç stoku arasında doğrudan bir bağ yoktur.
Bu sayfalarda eleştirel okumaya, aldatılmamaya ve bağımsız düşünmeye ağırlık verdiğimize göre madalyonun öbür yüzüne de bakacağız. Bu mantık ilkesi toplumsal ve politik yaşamda sıklıkla kötüye kullanılır. Incrementalism (Türkçeye yavaş gelişmecilik, adımcılık, eklemecilik olarak çevrilebilir) denen toplum mühendisliği yöntemi bu ilkenin arkasına gizlenerek işler. Kaynayan kurbağa örneğinde olduğu gibi, toplumun bellek zayıflığını da kullanılarak tasarının bütünü zamana yayılarak veya değişik adlar altında parçalara ayrılarak uygulanır. Burada kedi örneğini vermekte yarar var:
“Kedi A: Bu çocuk bize doğru bir adım attı. Sanırım bize saldıracak.
Kedi B: Sanmıyorum. Baksana durdu.
Kedi A: Bir adım daha attı. Bize yaklaşıyor. Bir adım daha atacak, sonra bir adım daha…
Kedi B: Safsata. Bize bakmıyor bile. İki adım atması bize saldıracağı anlamına gelmez.
Kedi A: Bir adım daha attı! Yanılmadım.
Kedi B: Safsata…
Ve iyice yaklaşan çocuk aniden saldırır…”
Kurbağalar için de aynı örnek verilebilir:
“Kurbağa A: Suyu şimdiye dek hep yavaş yavaş ısıttılar. Bir süre sonra kaynamaya başlayacak ve haşlanacağız.
Kurbağa B: Kafayı komplo kuramlarına takmışsın sen. Buna kaygan yokuş safsatası deniyor. Geçmişte suyu ısıtmış olmaları kaynatana dek ısıtacakları anlamına gelmez.”
Burada tartışmaya parçacı yaklaşmamak ve olayın bütününü gözlemek gerekir. Bu safsataya verilecek örnekler genelde politiktir. Konu politika olduğunda saydamlık önemlidir. Tartışmanın veya tasarının arkasındaki son varılacak nokta belirsiz ise veya yapılan değişikliklerin ardındaki niyet veya güdülenme bulanık ise safsata savunmasının geçerliliği tartışılır. Çünkü politika, safsata olan savı öne sürenlerin kaygılarının kesin kanıtlara dayanarak giderilmesini gerektirir. Sav, yinelenen benzer olaylar örnek gösterilerek destekleniyor ise kaygan yokuş safsatası olmaktan çıkar, haklı bir öngörü durumuna yükselir. Çünkü artık bir dayanak noktası vardır.
“Federasyon diye başlar, yarın eşit oranlı meclisli tek Kıbrıs diyecekler, sonra katakulliye getirip Rum devletine çevirecekler, sonra tekrar Türkleri kesmeye başlayacaklar.”
Bu önerme görünüşte bir kaygan yokuş safsatasıdır. Ancak bu savın bugün öne sürüldüğü ve geçmişte gerçekleştiği kesin olan olaylar (Osmanlı’nın yitirdiği hemen her toprak parçasında Müslümanlara yönelik katliamlar olması gibi) göz önüne alındığında, yazar adım atarken sağlamcı olunmasını istemekte haklıdır. Burada yazar kendini iyi anlatamamaktadır veya cümleleri bağlamından koparılmış olabilir. Yazar safsataya düşmemek için kazanılmış meşru haklardan vazgeçmenin gereksizliğini kanıtlamalıdır. Karşı taraftan da tersini, yani kazanılmış meşru haklardan vazgeçmenin yararını kanıtlaması isteminde bulunmalıdır. Bunu yaparken dikkatsiz davranır ve safsataya düşerse haklı görüntüsünü yitirecektir.
Madalyonun öbür yüzü eleştirel okur için önemli, çünkü mantık yasaları ve safsataların varlığı da kötüye kullanılmaktadır. Sözgelimi rationalwiki.org, snopes.com gibi eleştirel düşünmeyi ve safsatalardan sakınmayı öğütleyen ideolojik istismarcı sitelerin bulunması, herkesi eşit derecede sınamak zorunluluğunu getirir. Dezenformasyon her yönden (bu site dahil?) gelebilir ve yeryüzünde lekesiz bir bilgi kaynağı bulunmamaktadır. Kişinin son amacı gerçekle gerçekdışını ayırabilme yetisi kazanmaktır. Bu site yalnızca bu amaca hizmet etmektedir. Eleştirel okuma, çözümleyici düşünme, bilgi edinme gibi alışkanlıkların hepsi yalnızca birer araçtır.