(İng. fallacy of the straw-man)
Kendi savını güçlendirmek için, karşı tarafın gerçek savı yerine savın en zayıf ve/veya duygusal yönünü bularak buna saldırma durumudur. Samandan yapılmış bir korkuluğu devirmek gerçek bir adamı yere sermekten daha kolay olduğu için bu safsataya “Korkuluk Safsatası ” da denmektedir.
“Askere gitmeliyiz. İnsanlar rahat bulmadıkları için askere gitmek istemezler. Fakat şunu bilmeliyiz ki rahatlıktan daha önemli şeyler de var.”
“Bazıları, nükleer santralin gereksiz olduğunu savunuyor. Bizleri enerjisiz bırakmaya kimsenin hakkı yok.”
“Bazıları nükleer santralin gerekli olduğunu savunuyor. Çevreyi katletmeye kimsenin hakkı yok.”
“Tanrıtanımaz (ateist) olmak için, Tanrı’nın olmadığına mutlak bir kesinlikle inanmalısın. Kendini mutlak kesinliğe inandırabilmek için de, Tanrı’nın bulunabilme ihtimalinin olduğu bütün yerleri ve evreni incelemelisin. Bunu yapamayacağına göre haklı veya mazeretli görülemezsin.”
“A: Türkçe namaz şu, şu gerekçelerle uygundur.
B: Hayır. Türkçe namazı savunanlar bunu ‘ulusal din’ adıyla milliyetçi bir siyasi proje olarak savunmakta, bin yıllık din kardeşlerimizden bizi ayırmayı tasarlamaktadırlar.”
B kişisi A’nın savını çürütmek yerine savın en zayıf göründüğü nokta olan milliyetçi duygusallıktan destek aldığı gerçeğine yüklenmektedir. Niyet okuduğu için aynı zamanda bir kaygan yokuş safsatasıdır.