(İng. appeal to common practice / bandwagon /peer pressure)
Grup baskısı safsatası olarak da bilinir. Düşünceyi kabul ettirmek için büyük çoğunluğunun ortak bir davranışı olduğu düşüncesine başvurarak doğru olduğunu öne sürmektir. İnanca başvurma safsatasına benzer.
“Herkes işe girmek için kayırmacılık yapıyor. Öyleyse bu benim de hakkımdır.”
“Artık sokakta tayt giymek ahlaksızlık değil çünkü herkes giyiyor.”
“Dünyada Arapçanın dışında namaz kılan tek bir cemaat yok. Bir milyar insan yanılıyor olamaz. Demek ki namaz yalnızca Arapça kılınır.”
“Kadınlar bilinen tarih boyunca evde oturmuşlardır. Evde oturmayı sürdürmelidirler.”
“Bizim oranın kışları soğuktur ve evler hep taştan yapılmıştır. Demek ki taş duvarın yalıtım değeri iyidir.”
Bir öneriyi kabul ettirmek için deliller sunmak yerine bir grubun baskısını veya beğenisini öne sürme hatasına grup baskısı safsatası denir.
“A: Bence eşcinselliği övenler bunun yayılmasına yol açarak topluma zarar veriyorlar.
B: Sen bir faşistsin ve nefret suçu işliyorsun. Çoğunluk böyle düşünüyor.
A: O zaman bu kadar sert olmayayım ve hoş göreyim bari.”
“İşe almada erkeğe öncelik verilmesi de ne demek? Hangi çağdayız? Çağdaş dünyada böyle ilkellikler kalmadı artık.”
“Sen de nar dikmelisin. Bak narcılar ne kadar çok kazanıyorlar.”
Bu safsata geçtiğimiz yıllarda toplam nar sunumunun istemi karşılamaması ve fiyatların yüksek seyretmesi nedeniyle yaygınlık kazanmış ve pek çok Türk çiftçisi yetiştirdiğinden vazgeçip nar dikmiştir. Sonuçta nar fiyatı hızlıca düşmüş, karlılık azalmış, narını denize, ırmağa döken çiftçiler olmuştur. Eleştirel düşünemeyen ve fiyatı belirleyen nedenleri göz ardı eden yetiştiriciler bunun cezasını çekmişlerdir.
Bu safsata türüne güncel yazında İnsan Kaynaklı Küresel Isınma’yı (İKKI) kabul ettirmek için hemen her zaman başvurulur. BM’nin bilim adamlarından oluşturduğu Devletlerarası İklim Değişikliği Kurulu’nun (IPCC) varlığı nedeniyle bilim dünyasında İKKI konusunda bir uzlaşma olduğunu öne sürmek kolaylaşmıştır. Ancak geçen sürede farklı fikirler bildiren ve farklı hipotezler sunan veya kuşkucu bilim adamlarının sayısı azalmamıştır. İKKI hipotezinin politik sonuçları olduğundan bilimde çoğunluk ve uzlaşma kavramlarının çalışmayacağı ilkesi çoğu kez unutturulmaktadır.
Demokratik safsata da denilen bu iki safsata ideolojik olarak karşımıza aydın düşmanlığı olarak da çıkar. Bir kişi veya bir öbek çıkıp yaygın kimi kabulün veya davranışın yanlışlığını ve değişmesi gerektiğini savunduğunda, buna karşı en güçlü direnç çoğunluğun haklı olduğu veya ortalamanın bilgeliği savunusuyla gelir. Ortalamanın bilgeliği diye bir kavram gerçekten vardır. Kalabalığa gösterilen bir çuval pirincin kaç kilo olduğu kalabalığa sorulduğunda verilen yanıtların hemen hiçbiri doğru olmayacaktır ancak yanıtların ortalaması çuvalın ağırlığı kadar çıkacaktır. Ne var ki bilimsel veya ahlaksal konularda böyle bir olgudan söz edilemez. Sürü psikolojisi veya grup psikolojisi adıyla bilinen güdülenme ve davranış biçimleri belli koşullar altında çoğunluğun kolaylıkla haksız olabileceği ve hatta aptalca davranabileceğini gösterir.