(İng. fallacy of accident /fallacy of division)
Özelleştirme safsatası, genel ilke veya ifadenin ayrıcalıklı durumlar için de geçerli olduğunu düşünme hatasıdır.
“Kural; ‘insanlara vurmak yanlıştır’. Öyleyse saldırıya uğradığında karşılık vermemelisin.”
“Hıristiyanlar genellikle ateistleri sevmez. Sen de Hristiyan’sın, öyleyse ateistleri sevmezsin.”
Hiç bir Hristiyan ateistleri sevmiyor olsaydı bu bir tümdemgelim olacaktı. Ancak Hristiyanların çoğunluğundan söz ediliyor.
“Şehir içinde 50km/s hızı geçmek yasaktır. Acil hastan da olsa 50’yi geçmemeliydin.”
“Ödünç alınan eşyayı geri vermek gerekir. O deliden aldığın tabancayı geri vermelisin.”
“Cumhurbaşkanının koltuğu neden öne konur? Çünkü o devleti temsil ediyor da onun için. Yani devlet her zaman öndedir. Cumhurbaşkanının koltuğu önde olursa, başka yerlerde de en küçük kademesine kadar devlet görevlerinin koltuğu önde olur. Bu ise, ‘Devlet her şeydir, birey ise hiçbir şey’ diye düşünen, ‘devletlû’ anlayışının bir yansımasıdır.” (Oral Çalışlar, 21.5.2000, Cumhuriyet)
Yazar, cumhurbaşkanının önde oturmasının nedeni devleti temsil etmesidir, dolayısıyla devlet her zaman öndedir diyor, bu genellemenin en küçük kademeler için bile geçerli olacağı çıkarımını yapıyor. Oysa bu bir protokol kuralıdır ve protokol kurallarının simgesel değeri vardır. Ayrıca ilgisiz neden safsatası da yapmaktadır.
İndirgeme safsatası, bütün için doğru olan bir ifadenin bütünün her parçası veya bazı parçaları için de geçerli olacağını varsaymaktan oluşan hatadır. Özelleştirme safsatasına benzer.
“Kuduz, köpeklerden bulaşır, eve köpek sokmayacaksın.”
“Soru: Organ satışı din açısından uygun mudur?
Yanıt: İnsanın kendisinin satılması uygun olmadığı gibi, onun bir parçasının, organının satılması da uygun değildir. Çünkü bu alışverişte insana ve parçasına aşağılama, onun onurunu düşürme vardır.”
Soruyu yanıtlayan kişi, insanın bölünmez bütünü olan benliği için geçerli olan onur kavramını insanın parçasına yüklüyor.