SAFSATALAR

Kendi düşüncelerimizi geçerli olarak anlatmamızı, başkalarının düşüncelerini ise doğru anlamamamızı sağlayan, us yürütme, yargılama, düşünme, çıkarım yapma yöntemine mantık diyoruz. Mantık hataları ya da bir diğer deyişle hatalı çıkarımlar sonucu ortaya çıkan boş, temelsiz, kökensiz yargılara ise safsata diyoruz. Safsatalar, insanlar arası mantıksal iletişimin önündeki en önemli engelleri teşkil ediyorlar. Çıkarsama kuralları bilinip uygulanmadığı için safsatalara düşülen ortamlarda bilgi ve düşünce aktarımı, danışma, tartışma olanaksızlaşır. Okul, üniversite ve basın-yayından oluşan eğitim dizgesinin hiç bir aşamasında kişilere çözümleyici düşünme ve mantıklı düşünme eğitimi verilmediği için, kişiler bunu kendiliğinden, ayırdında bile olmadan öğrenirler.

Çoğu kişi bunu ayrı bir çaba olarak tanımlamamış veya sistemleştirmemiş, alışkanlık haline getirmemiştir. Doğru düşünme kavramı tanımlanmadığı, ayırt edilmediği zaman kişi doğru düşünüp düşünmediğini, mantık hatası yapıp yapmadığını, safsatalara inanıp inanmadığını denetleyemez. Safsataların, yanlışların ve yarı doğruların üst üste eklenerek kişinin usunda gerçekdışı, gerçeküstü bir koşut evren, bir “yalan evren” oluşturması olasıdır. Bu durum yaşamın herkes için zorlaşmasına, mutsuzluğa, gereksiz acılara, uyumsuzluklara, çatışmalara yol açar. Kitlelerin usunun, kamuoyunun giderek artan bir oranda basın tarafından, kalabalıklar tarafından yönlendirildiği bu çağda safsataları ayıklama yetisi kazanıp bunlardan korunmak hiç olmadığı kadar yaşamsal oldu.

Hemen belirteyim ki, hatalı çıkarsama her zaman bilgisizlik ya da dikkatsizlik sonucu da oluşmaz. İnsanlar, karşılarındakileri yanıltmak için konuşmalarında veya yazılarında bilerek, isteyerek hatalı çıkarsama yapabilirler. Meramlarını net olarak anlatmaktan kaçındıkları, politik davrandıkları zamanlarda da hatalı çıkarımlara başvurabilirler. Böyle durumlarda, doğru ve geçerli akıl yürütme kurallarının tümüolarak adlandırılan mantık, yazılı veya sözlü deyişleri doğru değerlendirmemizi, söylevler, söylemler, metinler hakkında doğru yargılara varmamızı sağlar. Bu da eleştirel okuma olarak adlandırılır. Bu sayfalarda yaratıcı düşünmeden çok eleştirel okuma üzerinde duracağız.

Safsatanın ne olduğunu anlamak için önce savın ne olduğunu anlamak gerekir. Kısaca bir sav bir veya daha çok öncülden ve bir yargıdan oluşur. Şimdi kavramları kısaca tanımlayalım. Meraklanmayın, kuram kısmını hızlı geçip ağırlığı uygulamaya vereceğiz. Tanımların ve anahtar kavramların İngilizcelerine de yer vereceğim çünkü bu konuda Türkçe yazın oldukça fakir ve İngilizce terimler kavramları birbirine karıştırmamamız için hem bize birer çıpa olacak, hem de konuyu İngilizce kaynaklardan çalışmak isteyenlere yardımcı olacak. Bu bölümde Alev Alatlı ve Mehmet Sayım Karacan’ın çalışma grubunca hazırlanan Safsata Kılavuzu’ndan yararlanılmıştır.

Mantık /us tartısı /mizanül akl / İng. logic:

Doğru düşünmenin yol ve yöntemi; us/akıl yürütme, yargılama, düşünme ve çıkarım yapma bilimi; Gerçeği aramaya yönelen zihin işlemlerinden hangilerinin doğru, hangilerinin yanlış yola çıktığını açıklayan ilkeleri yöntemli olarak inceleyen bilim.

Önerme /kaziye /İng. proposition:

Önerme, bir saptamanın, bir verinin, bir yargının ya da inancın dil kurallarına uygun olarak söylenişidir. Önermeler doğru veya yanlış olabilir. Örnek: Ankara Türkiye’nin başkentidir.

Sav /iddia /argüman /İng.argument:

İleri sürülerek savunulan düşünce; bir görüşü desteklemek, doğrulamak veya güçlendirmek amacıyla, bir ya da daha fazla sayıda öncül ya da kabulden belli bir sonucun çıkarsandığı kanıtlama biçimi. Bir sav geçerli ya da geçersiz olabilir, güçlü ya da zayıf olabilir ama bir savın kesin olarak doğru ya da yanlış olduğu söylenemez. Savların, ancak bileşenlerinin yani öncüllerinin, çıkarımının ya da sonucunun ayrı ayrı doğru veya yanlış olduğundan bahsedilebilir. Çünkü sav, “bir önerme veya bir görüş ileri sürmek için oluşturulan birbirine bağlı bir dizi ifade” olarak tanımlanmaktadır.

Örnek:

Evrenin bir başlangıcı vardır. (öncül)

Her başlangıç bir olaydır. (öncül)

Her olayın bir nedeni vardır. (öncül)

Evrenin başlangıcı bir olaydır. (çıkarım)

Evrenin oluşumunun bir sebebi vardır. (sonuç)

Bir savın üç bileşeni olur: Öncülleri (İng. premise), çıkarımı (İng. deduction) ve sonucu (İng. conclusion). Şimdi bu bileşenleri görelim.

Öncül /mukaddem /İng. premise:

Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri; bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri; araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme; us yürütmeyi belli bir sonuca ulaştırmada temel alınan veya bir çıkarım için esas alınan önerme. Bu önermelerin, savın sonucuna mantık kurallarına uygun olarak varılmasını sağlayacak açıklıkta olması istenir çünkü öncülleri ifade etmedeki başarısızlık, savın kuşku ile karşılanmasına neden olur ve kabul edilmesini güçleştirir. Öte yandan, bir savda öncül görevi gören bir önerme, bir başka savda sonuç yerine geçebilir.

Çıkarım /istidlal /İng. deduction:

Doğru olduğu kabul edilen öncüllerden elde edilen sonuçtur. Tek öncüllü/dolaysız çıkarıma bir örnek: Kuşlar iki bacaklıdır. Dolayısıyla anka iki bacaklıdır.

Örnek: Su Kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur. Kaynayan suya giren el yanar.

Çok öncüllü /dolaylı çıkarıma (tasım) örnek: Kuşlar iki bacaklıdır. Anka bir kuştur. Anka iki bacaklıdır.

Örnek: Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur. Tenceredeki su kaynamıştır. Tenceredeki suya elini sokarsan yanarsın.

Çıkarımın kendisinin yanlış olması söz konusu değildir: Bütün iki bacaklılar insandır. Kuş iki bacaklıdır. Kuş insandır.

Burada çıkarım doğru yapılmıştır; ama yanlış olan birinci önermeden çıkan sonuç da yanlış olmuştur.

Sonuç /vargı /netice /İng. conclusion:

Verilen bir öncülden (olgu ya da önerme) çıkarsama yolu ile varılan sonuç. Verilmiş öncüllerden bir sonucun çıkarılması; çıkarım sonucu; varılan sonuç. Sonuç, bir savı oluşturan öncüllerden doğru bir akıl yürütme ile çıkarsanan vargıdır. Vargı, bir savın son önermesidir, genel olarak “o halde”, “öyleyse”, “sonuç olarak”, “bundan dolayı” , “bu nedenle” gibi bağlaçlarla başlar. Bir savdaki son çıkarım olarak, ispatlamaya çalışılan savı içerir.

Örnek: (yukarıdakinin devamı olarak…) Kaynar suya elini sokmamalısın.

Öncüller doğru ise sonuç da kesin olarak doğrudur, sonuç yanlışsa öncüller doğru olamazlar.

Çıkarsama /istihraç /İng. inference:

Bir önermeden, düşünce yoluyla bir başka önermeye geçme işi. Çıkarsama, tümdengelimsel ve tümevarımsal olmak üzere ikiye ayrılır. Tek tek olgulardan genel bir sonuca gitme veya gözlemlenen, araştırılan olaylar arasında bağlayıcı kurallar veya bağlayıcı bir dizge bulmaya çalışan us yürütmeye tümevarımsal çıkarsama (İng. induction) denir. Genel durumlardan elde edilmiş kural ve sonuçları özel durumlara veya örneklere uygulamak biçiminde oluşan akıl yürütme türüne ise tümdengelimsel çıkarsama (talil /İng. deduction) denir. Tümdengelimde varılan sonuç zorunlu ve kesin olarak geçerlidir. Bu çıkarım biçiminde öncüller doğru ise sonuç önermesi de zorunlu olarak doğrudur.

Savların kanıtlanabiliyor olması gerekirken çıkarsamalarda tahminde bulunma, zorunluluk olmaksızın fikir yürütme özgürlüğümüz bulunur.

Geçerlilik /İng. validity:

Bir savda öncüller sonucu kaçınılmaz kılıyorsa, o savın geçerli olduğu söylenir. Geçerlilik, çıkarımda öncülleri doğru kılan nedenlerin sonucu da doğru kılması durumudur.

Pişti bir deste kağıt ile oynanır. (öncül)

Bir deste kağıdımız yok. (öncül)

O halde Pişti oynayamayız. (geçerli çıkarım)

Ancak, mantıkta geçerlilik ile doğruluk birbirinden farklı şeylerdir. Doğruluk önermelerin içeriğiyle ilgilidir (Pişti’nin bir deste kağıt ile oynanması). Geçerlilik ise us yürütmenin mantık kurallarına uygun olup olmadığıyla ilgilidir (kağıdımız yoksa Pişti oynayamayız).

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, sonucun öncüllerden çıkarıldığı bir sav, geçerli olarak nitelenirken, sonucu öncüllerden zorunlu olarak çıkarılmayan, öncülleri sonucu desteklemeyen veya doğrulamayan çıkarım ya da sav geçersiz olarak nitelenir. Örnekte görüldüğü gibi öncüller teker teker doğru, ama çıkarım geçersiz olduğu için sav da geçersiz olabilir.

Pişti bir deste kağıt ile oynanır. (doğru öncül)

Annem işten henüz dönmedi. (doğru öncül)

O halde Pişti oynayamayız. (geçersiz çıkarım)

64/16  =
64/16 = 4/1
4/1 = 4
Yukarıdaki geçersiz bir matematiksel çıkarım işlemidir ama sonuç doğrudur. Doğruluk ve geçerlilik farklı şeylerdir. Doğru bir fikir geçersiz, yani safsatalı çıkarımlarla savunulduğunda karşı taraf bir safsatanın varlığını gerekçe göstererek fikri çürüttüğünü öne sürerse buna safsata safsatası da denir. Tartışmanın amacı safsataları bulup ortaya çıkarmak değil, gerçeğe ulaşmaktır. 64 bölü 16, 4’tür ancak tartışmacı burada doğru nedensellik bağını kuramamıştır.

Yargı /hüküm /İng. judgment:

Bir şeyin ya da iki şey arasındaki bağıntının gerçekliğini evetleyen ya da değilleyen (olumlayan veya olumsuzlayan) düşünsel edim. Yargı, usun belirli bir içeriği herhangi bir konuda onaylama veya reddetme işlemidir.

Usavurma /akıl yürütme /muhakeme /İng. reasoning:

Bilinen ya da doğru olarak kabul edilen belli önermelerden başka önermeler çıkarma; düşünceleri bilinçli, tutarlı olarak ve belli bir amaçla bir araya getirme işlemi.

Tümdengelimli savlar

Tümdengelimli (İng. deductive) savlarda genel öncüllerden özele doğru gidilerek kesin bir sonuca varmak hedeflenir. Sonucun doğru olması için öncüllerin doğru olması gerekir. Ancak, bir tümdengelimli savın geçerli ya da geçersiz olması öncüllerinin doğru ya da yanlış olmalarından daha farklı bir durumdur. Öncülleri yanlış olan bir tümdengelimsel sav, sonuca çıkarsama kurallarına uygun olarak varmışsa, geçerli sayılır.

Yanlış ve Geçerli tümdengelimsel savı tanımak için aşağıda verdiğimiz şu örneğe bakalım:

Yanlış ve geçerli örnek:

Bütün insanlar yeşildir. (öncül)

Sokrat bir insandır. (öncül)

Sokrat yeşildir. (sonuç)

Geçerli olduğu kadar da doğru bir tümdengelimsel sav örneği aşağıdaki gibidir:

Bütün insanlar ölümlüdür. (öncül)

Sokrat bir insandır. (öncül)

Sokrat ölümlüdür. (sonuç)

Sonuca öncüllerden yola çıkarak varılamayan, sonucunun öncülleriyle bağlantısı olmayan tümdengelimsel savlar geçersizdir. Geçersiz tümdengelim savlarına “laf ola beri gele” denir. Mantıkta Biçimsel Safsata olarak sınıflandırılırlar.

Bütün köpekler memelidir. (öncül)

Hiçbir kedi köpek değildir. (öncül)

O halde hiç bir kedi memeli değildir. (çıkarım)

Yonca’nın parası varsa, o otomobili alır. (öncül)

Yonca o otomobili almadı. (öncül)

O halde Yonca’nın parası yok. (çıkarım)

Tümevarımlı savlar

Tümevarımsal savlar gözlem ve deneylere dayanır. Gözlem ve deneysel verilerden yola çıkılarak genel bir sonuca varılmaya çalışılır. Ancak, sonuç tümdengelim savlarında olduğu gibi kesin değildir, çünkü olasılığa dayanmaktadır. Öncüllerin doğru oldukları kabul edilirse, sonucun da doğru olduğu varsayılır.

Türkiye’deki köpeklerin çoğu sokak köpeğidir. (doğru öncül)

Çomar Türkiye’deki bir köpektir. (doğru öncül)

O halde Çomar bir sokak köpeğidir. (geçersiz sonuç)

Tam olan tümevarımda olanaklı olan bütün durumlar araştırılmıştır, bundan dolayı mantıkça zorlayıcı bir niteliği vardır; tam olmayan, olası olan tümevarımdan tam olanı ayırmak gerekir.

Tümevarım savlarında istatistiksel verilerin doğruluğu önem kazanır. Doğru verilerden yanlış sonuç çıkarma bir hatadır ve “İstatistiksel Hatalar” başlığıylaSerbest Safsatalar altında incelenecektir.

Savları Tanıma

Savlar her zaman yukarıdaki sırayı izlemezler. Bazen önce sonuç verilir, sonra ispatlanmaya çalışılır. Bazı savlarda sonuç ve öncülleri birbirinden ayırmak zordur. Bazen de ifade bir sava benzer, fakat değildir. Örneğin:

“Eğer İncil doğru ise, İsa ya deli, ya da Tanrı’nın oğlu olmalıdır.”

Bu bir sav değil bir şart cümlesidir. Bu ifadede sonucu destekleyecek bir öncül mevcut değildir. Veya:

“Tanrı seni yarattı; o nedenle Tanrıya karşı görevlerini yapmalısın.”

Buradaki “Tanrıya karşı görevlerini yapmalısın” ifadesi de bir şart cümlesidir. Şart cümleleri önerme sayılmazlar.

Safsata /mugalata /İng. fallacy:

Bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamaların bütününe safsata denir. Safsatalar, ilk anda geçerli ve ikna edici gibi gözüken ancak yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte savlardır. Günümüz konuşma Türkçesinde safsata kelimesi kusurlu usavurma anlamını yitirmiş, yanlış inanç anlamında kullanılır olmuştur. Oysa doğru tanımıyla ve terimsel anlamıyla safsata, insanın yargılama yetisinin yanlış yönde kullanımıdır ve çoğu kez önyargı, eksik bilgi, batıl inançlar, duygusallık, yersiz göndermeler, acelecilik, özensizlik, genelleme, duygu sömürüsü, Türkçeyi kötü kullanma gibi sebeplerden kaynaklanır. Safsatalar bilerek veya bilmeyerek yapılabilir. Safsatalar yanlış seçimler yaptırabilir, yaşam niteliğini düşürebilir, sorun çözme yetisini düşürebilir, yaşamını tehlikeye sokabilir, saldırganlaştırabilir, mutsuz edebilir, yanlış kabul ve inançların yayılmasına neden olabilir.

Tersten tanımlarsak safsata, öncüllerle çıkarsama arasında makul veya olası bir nedensellik bağı bulunmaması veya bu bağın sav içeriğinde ortaya konamaması durumudur. Sav geçerli bir nedensellik içermiyorsa safsatadır.

Safsatalar biçimsel (İng. formal) ya da serbest (İng. informal) olurlar.

Biçimsel Safsatalar

Bir savın yapısından kaynaklanan, bir savı teknik olarak geçersiz kılan hatalardır. Bir savın teknik olarak geçersiz olması, sonucunun öncüllerini izlememesi anlamındadır. Yukarda da değindiğimiz gibi, biçimsel safsatalarda konu, sonucun doğru veya yanlış olması değil, çıkarsamanın doğru öncüllere dayanmamasıdır. Aşağıdaki ilk örneğimiz, yanlış ve geçersiz bir çıkarım olarak, biçimsel safsatadır:

Bazı insanlar yeşildir. (yanlış öncül)

Sokrat bir insandır. (doğru öncül)

Sokrat yeşildir. (hem yanlış, hem geçersiz çıkarım)

Öbür taraftan, ikinci örnekte varılan “Sokrat ölümlüdür” sonucu, doğrudur ama bu da rastlantısal olarak doğrudur. Birinci öncülün yanlış olması, bu savı da doğru ve geçersiz, yani biçimsel safsata sınıfına koyar.

Bazı insanlar ölümlüdür. (yanlış öncül)

Sokrat bir insandır. (doğru öncül)

Sokrat ölümlüdür. (doğru ve geçersiz çıkarım)

Serbest Safsatalar

Biçimsel safsatalar savın biçimi, serbest safsatalar ise anlamı ile ilgilidir. Serbest safsatalar, kullanılan dildeki belirsizlik, sözcük veya dil bilgisinin yanlış kullanımı, bir düşüncenin veya olayın yanlış ifadesi, bir öngörünün vurgulanması, yanlış anlama, konu dışına çıkma gibi özürler nedeniyle ortaya çıkar. Boşinançların temelinde de safsatanın bu türü yatar.

Buradaki sınıflandırma tek ve mutlak değildir. Sınıflandırmanın hizmet ettiği amaç, bir çıkarımın neden mantık dışı olduğunu bildirmede kolaylık sağlamasıdır. Bu sınıflandırma ezberlenecek bir bilgi değildir. Farklı sınıflandırmalar olabilir, birkaç farklı safsata ortak bir adla adlandırılabilir.

Başlıca serbest safsata türleri şunlardır: (ilgili safsata türünü üst menüden seçin)

Çapraşık /belirsiz anlatım (İng. vague statement)

Cinaslı Safsata / Çok Anlamlılık Safsatası (İng. fallacy of equivocation /fallacy of amphiboly)

Vurgulama Safsatası (İng. fallacy of accent)

Özelleştirme /İndirgeme Safsataları (İng. fallacy of accident /fallacy of division)

Genelleştirme /Bütünleme Safsataları (İng. fallacy of converse accident /fallacy of composition)

Kısır Döngü Safsatası (İng. begging the question)

İlgisiz Sonuç Safsatası (İng. irrelevant conclusion)

Savı Zayıflatma Safsatası /Korkuluk Safsatası (İng. fallacy of the straw-man)

İlgisiz Amaç Safsatası (İng. fallacy of irrelevant purpose)

Konuyu Saptırma Safsatası (İng. fallacy of red herring)

Adam Karalama Safsatası (İng. argument against the man /argumentum ad hominem)

Niteliksel Adam Karalama (İng. circumstantial ad hominem)

İlişkiyle Suçlama Safsatası (İng. guilt by association)

“Sen de” Safsatası (İng. fallacy of “you too”)

Dolduruşa Getirme Safsatası (İng. poisoning the well)

Devede Kulak Safsatası (İng. fallacy of the beard /continuum fallacy)

Siyah-Beyaz Safsatası (İng. false dilemma /black or white fallacy)

Kanıtlama Zorunluluğu Safsatası (İng. argument from ignorance /burden of proof fallacy)

Felaket Tellallığı /Kaygan Yokuş Safsatası (İng. fallacy of slippery slope)

 

SORU SAFSATALARI

Genel Olarak Yanlış Soru

İmalı Soru /Karmaşık Soru Safsatası (İng. complex question)

Çok Sorulu Safsata (İng. fallacy of many questions)

Sınırlı Seçenek Safsatası (İng. fallacy of limited alternatives)

 

NEDENSELLİK SAFSATALARI

Yanlış Neden Safsatası (İng. fallacy of false cause)

Öncesinde Safsatası (İng. fallacy of “previous this”)

Müşterek Etki (İng. joint effect)

İhmal Edilebilir Neden Safsatası (İng. genuine but insignificant cause)

Yanlış Yön Safsatası (İng. wrong direction /confusing cause and effect)

Karmaşık Nedenler Safsatası (İng. complex cause)

Yetersiz /Temsil Etmeyen Örnek Safsatası (İng. insufficient sample /unrepresentative sample)

Yanlış Benzetme Safsatası (İng. false analogy)

Yok Sayma Safsatası (İng. slothful induction)

Sümen Altı Safsatası (İng. cherry picking)

Kumarbaz Safsatası (İng. gambler’s fallacy)

 

OTORİTEYE BAŞVURMA SAFSATALARI

Bu bölümdeki safsatalarda ortak olan nokta, savı kabul ettirmek için, bir otoriteye veya geleneklere, adetlere v.s. başvurulmasıdır. Otoriteye Başvurma Safsataları adı verilen grupta şu safsatalar yer alır: Bir Bilen Safsatası, İrrasyonel Otorite Safsatası, İnanca Başvurma Safsatası, Ortak Tutuma Başvurma Safsatası, Grup Baskısı Safsatası, Faydacı Safsata, Beğendirme Safsatası, Dayatma Safsatası, Tavır Etkisi Safsatası, Genetik Safsatası.

Bir Bilen Safsatası (İng. argument to authority /appeal to authority)

Yetkin Olmayan Otorite Safsatası (İng. fallacy of unqualified source)

İnanca Başvurma Safsatası (İng. appeal to belief)

Ortak Tutuma Başvurma Safsatası /Grup Baskısı Safsatası (İng. appeal to common practice / bandwagon /peer pressure)

Daha Yeni, Daha İyi Safsatası (İng. appeal to novelty)

Doğala Başvurma Safsatası (İng. appeal to nature)

Faydacı Safsata (İng. pragmatic fallacy)

Mazruf Değil Zarf Safsatası (İng. style over substance /tone argument)

Genetik Safsatası (İng. genetic fallacy)

 

DUYGUYA BAŞVURMA SAFSATALARI

Savı kabul ettirmek için birtakım duygulara seslenen safsata türleri pek yaygındır. Bunlardan bazıları Tehdit Safsatası, Acındırma Safsatası, Yaygın Kabul Safsatası, Önyargılı Dil Safsatası, Mazeret Safsatasıdır. Tehdit Safsatası, bir savın kabul edilmesi için, korkutmak, kızmak, tehdit etmek, güç kullanmaya kalkışmaktan doğan hatalı çıkarımdır. Aslında tehdidin başardığı şey çıkarımı engellemek değil doğru çıkarımın dile getirilmesini engellemektir, bu yüzden bir mantık hatası sayılmaz.

Acındırma /Duygu Sömürüsü Safsatası (İng. appeal to pity)

Sonuç Safsatası (İng. appeal to consequences)

Mazeret Safsatası (İng. fallacy of special pleading)

Önyargılı Dil Safsatası (Prejudicial Language)