Acındırma /Duygu Sömürüsü

(İng. appeal to pity)

Savı karşısındakine kabul ettirebilmek için, onun acıma duygusundan yararlanma durumu.

 

“Tezimin kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Üç yıldır üzerinde çalışıyorum.”

 

“Ağır hastalığım nedeniyle mülakata giremedim. Onun için beni bu göreve kabul etmeliler.”

 

“Değnekçilik yapmayalım da aç mı kalalım? Ekmek parası…”

 

“O öksüz ve işsiz genç varken yarışmayı varlıklı bir bar şarkıcısının kazanması haksızlık.”

 

“İnançlarım ve fikirlerim uğruna iki yıl hapis yattım. Oyunuzu bana vermelisiniz.”

 

“Suriyeli mültecileri ülkelerinde istemeyenler şu öksüz Suriyeli çocukların yüzlerine nasıl bakabiliyorlar?”

 

A: “İki kere iki beş eder.”
B: “Hayır, dört eder”.
A: “Beş ettiğini savunduğu için öldürülen yakınlarım ne olacak? Acıma saygı göster!”

 

“Çocuğa/kadına/amcaya yardım ettim çünkü o benim çocuğum/karım/babam da olabilirdi.”

Bir kişiyi kurtarmak veya zor durumdaki birine edilecek olan veya edilmiş olan yardımın bu türlü savunusu bir duyguya başvurma safsatasıdır. Çünkü bu gerekçe, yakınlık olasılığı olmayan veya kişinin kendine yakın hissetmediği kişilere yardım etmemesini haklı çıkarır. İlk bakışta ayrım yapmıyor görünen bir uslamlamadır ama aslında ayrım yapmama değeri yoktur. Sözgelimi çoğu kişi Josef Stalin gibi kişiler için “babam da olabilirdi” benzeri gerekçelerle acıma göstermez. Oysa o da birilerinin çocuğu, kardeşi ve babasıdır. “Senin de yakının aynı durumda olabilirdi” gerekçesi kişiyi duygusallaştırmayı ve acıma göstermemesi gereken yerde (örneğin suçluyu cezalandırma durumunda) acımaya yöneltmeyi, böylece adaletten uzaklaştırmayı amaçlıyor olabilir.