Sınırlı Seçenek

(İng. fallacy of limited alternatives)

Tam bir inceleme araştırma ve delil ortaya koymadan, bir hareket izleğinin başka seçenekleri yok saydığı veya dışladığı konusunda ısrar etme yanlışlığı. Siyah-beyaz safsatasına benzer.

“Köfte ve patates var, hangisini yersin?”

Bu soru örneği çocuk eğitimi kitaplarında anne-babaya ve yuva öğretmenlerine çocuğu nasıl yönlendireceklerinin örneği olarak verilir. Yemek yemek istemeyen çocuğa yemek isteyip istemediğini sormak yerine bu soruyu yönelttiğinizde çocuk tuzağa düşecek ve özgürce seçim yaptığını sanacaktır. Hiç kuşku yok ki politikacılar ve basın yetişkin yurttaşları çocuk yerine koymayı iyi bilmekte!

“Microsoft’un işletim sistemi sektöründe kurucu tekel olmasından memnunum. Eğer onlar olmasalardı şu anda sahip olduğumuz bilgisayar verimliliği olmayacaktı.”

Microsoft’un tekel olması veya verimsiz işletim sistemlerine mahkum olmamız dışında üçüncü bir seçenek elbette vardı.

“Taksim Gezi Parkı’na AVM yapılıp yapılmayacağını halkoyuna sunalım.”

Üçüncü bir seçenek yok muydu?

“Bir ilişkide yapmamanız gerekenler” (İng. dos and donts in a relationship) diye başlık atıldığında bu aslında “evlilik dışı ilişkide bulunun” demek anlamına gelir. Örneğin “komşunun arabası nasıl çizilir” diye bir yazı yazıldığı zaman yazı metninde “komşunun arabasını çizin” cümlesinin geçmesi gerekmez, nasılının anlatılması bu davranışı özendirir ve normalleştirir. “İlişki kılavuzları” evlilik dışı ilişki yaşamayı normalleştirir. Bunlar topluma basbayağı belli bir ahlak anlayışı aşılar. Bu örnek soru safsatalarında sözünü ettiğim durumun bir örneğidir. Huysuz bir çocuğa yemek yedirebilmek için sorulan “Şunu mu yemek istersin bunu mu?” sorusu gibi, “evlilik dışı ilişki yaşamalı mı?” sorusu okurun aklına getirilmeden “evlilik dışı bir ilişkiyi nasıl yaşamalı?” sorusu sorulmaktadır. Böylece çocuğun aklına yemek yememe seçeneği getirilmemektedir.