(İng. argument from ignorance /burden of proof fallacy)
Bir şeyin yanlışlığının kanıtlanamamış olması nedeniyle doğru olduğunu ya da doğruluğunun kanıtlanamamış olması nedeniyle yanlış olduğunu ileri sürmektir. Bu siyah-beyaz safsatasının özel bir biçimidir. Bu safsata bir şeyin tersi kanıtlanamadığı sürece doğru olduğu varsayımına dayanır. Ceza hukukunda en temel kurallardan biri, savcının sanığın suçunu kanıtlamak zorunda oluşudur. Sanığın suçsuzluğunu kanıtlayamaması tek başına bir suç kanıtı sayılmamaktadır. Bundan dolayı “Kanıt yükümlülüğü iddia makamınındır” denir.
“A: Hiç göl maya tutar mı?
B: Ya tutarsa?”
“A: Nazar, uğur, büyü, astroloji gibi saçmalıklara inanma!
B: İnanırım. Bunların olmadığını gösteren kanıt yok elimizde.”
“Bu görüntülerde gökyüzünde uçuşan cisimlerin ne olduğu ortaya çıkarılamadı. Dolayısıyla bunlar uzaylıların gemileri olmalı.”
“Küresel ısınmanın atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu dışındaki olası nedenleri kanıtlanamadı. Dolayısıyla küresel ısınmanın karbondioksit yoğunluğunun artmasından kaynaklandığını kabul etmek zorundayız.”
“Covid-19 aşısı karşıtları hiç bir bilimsel kanıt sunmadıkları için safsata yapıyorlar.”
Yukarıdaki örnekte önce aşı olduğu öne sürülen maddenin koruyuculuğunu kanıtlaması gerekenler bu maddeyi savunanlardır. Bunun da öncesinde Covid-19’un anayasal haklara olağanüstü sınırlamalar getirilmesini gerektiren ölümcül bir hastalık olduğunu kanıtlaması gerekenler yine onlardır. Bir durumun değiştirilmeden sürdürülmesi için kanıt sorulmaz. Kanıtlama yükümlülüğü, bir şeyleri değiştirmek isteyenlerin üzerindedir. Kanıtlama yükümlüğü, “yeni bir hastalık var ve eskiden doğru bildiklerimizi ve yaptıklarımızı sonsuza dek değiştirmemiz gerekiyor” önermesiyle gelenin üzerindedir.
“Kimi ülkede şebeke suyuna karıştırılan florürün diş sağlığına iyi geldiği kanıtlanmıştır. Florür karşıtı komplo kuramcıları florürün sağlığa zararını gösteren hiç bir kanıt sunamamışlardır.”
Florürün yararını tartışmaktan önce şebeke suyuna karıştırılması gerektiğini kanıtlamak iddia makamının yükümlülüğüdür. Şebeke suyu bir tedavi veya koruyucu tıp uygulaması değildir; yalnızca sudur. Suya C vitamini gibi zararsızlığı üzerinde herkesin birleştiği bir madde karıştırılmasını savunmak da aynı safsata olacaktır. Neden C vitamini karıştırılması gerektiğini bunu savunanların kanıtlamaları gerekir, karşıtların C vitamininin zararını kanıtlamaları istenemez.