“Depremzedeye Yardım Et”

İhtiyaç listeleri yayınlanıyor. “Şunlar, şunlar gerekli; acil.” Listede bulunanların hiçbirinin sağlayıcısı değilim. Sağlayıcılar hemen karşı sokakta, burunlarının dibinde. Onlara gitmiyor da bana geliyor. Ne yapıvereyim ben sana, çadırcıdan çadır alıp sana mı vereyim? Bu kadar mı çalışıyor kafan? Acil ihtiyaç böyle mi karşılanır? Alışveriş sitelerine giriyorum, listedeki her şeyi tek tek sepete atıyorum alacakmış gibi. Gördüğüm hemen bütün satıcılarda listedeki her şeyin stoku var. Hiçbiri “bağışlayayım” dememiş. Haydi çok şey beklemeyelim, hiç değilse “bunlar acil ihtiyaç malzemesi, satışı durdurayım, belki toptan satın almak isteyen olur” da dememiş. Aynı fiyattan çatır çatır ticareti sürdürüyor.

Bir de hiç utanmadan “kullanılmış eşya vermeyin” diyor. Bak adamım; ben kullanıcıyım, üretici değil. Bende kullanılmamış eşya olmaz. Kullanılmamış eşya istiyorsan, hem de konteyner dolusu, depo dolusu olarak sokağın karşısında. Sorun çözmek istiyorsan ona gideceksin, toptan, ucuza ve hızlıca tedarik edeceksin, hatta mecbursan el koyacaksın, veresiye yapacaksın, emrivaki yapacaksın. Bana gelmeyeceksin.

Trilyonerler orada, sokağın karşısında hiçbir şey olmamış gibi bekliyorlar ama adam bana geliyor, benden para yardımı yapmamı istiyor. Trilyoner, benim yaptığım üç kuruş para yardımını Allah rızası için ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı taahhüt ediyor. Bunun için benden masraf da almayacakmış, sağ olsun. Parasını yine ben veriyorum. Deposunda binlercesi bekleyen üründen birer birer satın almamı bekliyor ki yerine göndersin. Düşünün ki bir köydeyiz, acil ve bol miktarda su gerekli oldu. Adam çeşmeden testiyle eve getirdiğiniz suları istiyor, çeşmeye gideceği yerde!

Polisin insanların cep telefonlarına “dolandırıcılar var aman dolandırılmayın ha” diye mesaj attığı ülkede buna şaşırıyor muyum? Hayır. Ama bunlar ahlaki olduğu kadar mantıksal, ussal çelişkiler. Bir sorunu çözmenin akıllıca ve aptalca, verimli ve verimsiz yolları vardır. Ve hiç kimse hiçbir felakette bunları söylemiyor, aptallığı yargılamıyor. Aptallığı yargılayamayan ahlaksızlığı da yargılayamaz. O yüzden dikkat çekmek istedim.

“Depremzedeye Yardım Et”” için 7 yorum

  1. EMASYA protokolü hakkında bilgilendirebilir misiniz? Basında karşıma çıkıyor. Bu protokolün kaldırılması yüzünden ordunun depreme zamanında müdahale edemediği iddia ediliyor.

    Beğen

    1. Konuyla ilgisi yok ama Emasya ordunun kaldırılan şeyleriden yalnızca biri. “Terör” korkutmacasının ve sağladığı olağanüstü yasal yetkilerin arkasına sığınarak, bu ülkeyi kuran asi komutanın üstelik okunup duran “Gençliğe Hitabe”sinde olacağını söylediği gibi orduyu terhis ettiler. Bu terhis sırasında savaş planları vs. bütün sırlar savcının masasına, oradan Ankara’daki CIA memurlarına, oradan Washington’a (ve doğal olarak Tel Aviv’e) gitti. Örüntü yazısında yazmıştım, ikinci kısım terhis de 15 Temmuz 2016’da oldu. Şu anda ülkemizin bir ordusu yoktur. Orduya görev verilmesini bekleyenler ne yazık ki çok derin bir uykudalar.

      Liked by 1 kişi

  2. Başta para olmak üzere birçok yardım yollanıyor bölgeye ama dağıtım işi nasıl olacak büyük soru işareti. Bir fotoğraf gördüm, ekmekleri yığmışlar bir yere, gelen geçen alsın diye. Halkımız afet zamanlarında yardımı esirgemiyor ama bu işlerin başındakilerin ne ahlakına, ne de iş bilirliğine güvenebiliyorsun.

    Sosyal medya üzerinden bir şeyler yapmaya çalışıyor insanlar. Sen de devlet olarak en hararetli saatlerde oturup Twitter ile pazarlık yapıyorsun. Çünkü böyle afet zamanlarında kullanılabilecek bir uygulama geliştirmemişsin. Amerikalının insafına kalmışsın.

    Beğen

    1. Depremle ilgili rezaletler… Kızılay vatandaşa bedavaya gitmesi gereken çadırları ve gıdayı Haluk Levent’in derneğine parayla satmış.(çadırların fahiş fiyata satıldığı iddiası da var) Muhalif vatandaş devlete güvenmeyince Haluk Levent bir anda ön plana çıktı ve kendi demesine göre 1 milyar tl bağış topladı. Ama görünen o ki durum çok da farklı değilmiş. Devlet kendine gelmeyen yardımları Levent üzerinden toplamış. Zaten kendisi de AFAD ile beraber çalıştığını anlatıp devleti övüyor.

      https://www.veryansintv.com/haluk-levent-biz-devlet-karsisinda-hicbir-sey-degiliz/

      Nasıl bir düzene denk geldik, farklı görünenler aynı taraftan çıkıyor.

      Beğen

  3. Yazıdaki fikre sonuna kadar katılıyorum.
    Fakat olağanüstü hal demek verimlilik analizi yapabileceğimiz bir hal değil. Olağanüstü halden depremi kastetmiyorum, son 20 yılı kastediyorum. 20 yıldır yaşadığımız şeyin katı cisim halini yaşıyoruz. Yani bu başımıza “geliyordu” zaten. Bu işleri “toptan ve verimli” şekilde yürütebilecek beyinler kenarda duruyor. Bu yüzden insanlar can havliyle sayın alarak yardım gönderiyor. Bu fırsattan bir şeyler satmaya çalışanlar ise ikinci bir ahlaki depremin görünür hali.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s