Bilim Kurulu Eleştirel Düşünebiliyor mu?” için 16 yorum

  1. Bu konuyla bağlantılı olarak, ben de temassız ödemenin tavsiye edilmesini anlayamıyorum bir türlü.Para virüs taşıyor olabilir. Ancak elinizi düzgünce yıkayıp yüzünüze değdirmediğiniz sürece sorun yok gibi görünüyor. Zırt pırt, gerekli gereksiz her şeyi satın almadığınız ve tek seferde toplu alışveriş yaptığınızda riski çok daha azaltmış oluyorsunuz.

    Beğen

      1. haklısınız. sırf bununla mücadele etmek için “canlı ders(!)”leri takip etmiyorum, onun yerine kitaptan çalışıyorum. (zaten gösteri yaptılar: internette çok daha iyileri ve onlarcası, yüzlercesi varken gittiler de tv kanalı açtılar, aynı vidyoları bir daha çektiler falan.) eskiden internetten alışveriş gibi bir gaflete düşmüştüm neyse ki bıraktım. herkesin bırakması gerekli. birilerinin kripto para işini ve gideceği noktayı insanlara anlatması gerekir. tam denetim toplumu aydınlarla kırılır yoksa insanlar evlerine tanımadıkları insanların mikrofonlarını, kameraların, parmak izi okuyucularını sokmakta sakınca görmedikleri gibi kripto paraya geçişte de sakınca görmeyecekler(böyle beyinsizleri görüyorum. ne yazık ki çok sık.). neyse ki güzel ülkemde aydın kesimi diye bir esim yok. anlatan bir kaç kişi var; A.Çiftçi gibi. telefon kullananlara şaşıyorum(ben dahil). gizlilik için yaptıklarım var ama yeterli değil gibi telefonlardan google erişimini kaldırmak çok zor örneğin. telefon kullanmayı bırakacağım.

        Beğen

      2. ha bir de gizliliği çiğnemek için tetikte bekleyen firmalar için de fırsat oldu bu iş.

        Beğen

  2. Aşağılık bankacılar, nakit parayı ortadan kaldırmak için bu salgını kesinlikle bahane olarak kullanıyorlar. Tıpkı yıllar önce “kayıt dışı” ekonomiyi ve kara parayı nakit alışverişi engellemek için bahane ettikleri gibi. Dikkat ettiyseniz bütün büyük şirketler kraldan çok kralcı oldular. Maske zorunluluğunu “Sizin güvenliğiniz için” diye satmaya çalışan market zincirleri var. Hükümetin “Hayat eve sığar” saçmalığını kendi sloganı olarak benimseyen şirketler var. “Sosyal mesafe” gibi hükümetin yaptığı yanlış çeviri sözcükleri değiştirmeden benimsiyorlar, bu da açık bir belirti. Yıllar sonra beni hala şaşırtan, insanların hükümeti ve şirketleri ayrı öznelermiş gibi düşünebilmeleri. En muhalifi bile AKP’nin bir şeyler yapmaya çalıştığı ama beceriksizlik yüzünden yapAmadığını sanıyor. Dehşet verici bir budalalık bu. Yıllar önce Zeitgeist belgeselinde bütün bunlar açıkça anlatılmış, birinci ağızdan doğrulanmıştı. Bu belgeseli izlemiş olan ama olan bitenden hiç bir sonuç çıkaramayan on binler var. 1984’ü okuyan ama oradaki sistemin çoktan yaşama geçtiğini anlamayan milyonlar var. İzliyorlar, okuyorlar, hiç bir şey anlamadan nefes alıp vermeye devam ediyorlar. Galiba bu insanlar kötülüğün varlığına inanmıyorlar. “Tanrı yok” deyince Tanrı’nın birdenbire kaybolacağını sananlar gibi, kötülüğün varlığına inanmayınca kaybolacağını sanıyorlar galiba.

    Beğen

    1. ya da anlamsız bir kabul ediş.
      -Hangi gıda sağlıklı ki,Onu yeme bunu yeme.Boş ver bu kadar ince düşünme kafayı yersin.
      -Hangi telefon güvenli ki.Alınca en güzelini (iphone) almalı.
      -Kredi çekiyorum ama çok az faiz ödüyorum.Sonuçta banka da bir şekilde kazanacak.Babasının hayrına verecek değil ya.
      -Çok şükür kredi çıktı(-ama krediye faiz ödüyorsun.Kuranda haram diyor.) -Ben haram olduğunu düşünmüyorum.
      -Herkes bu şekilde yapıyor .Boş veeerrrr.!!!

      Beğen

      1. Ben asıl sorunun söylenmek olduğunu düşünüyorum. Birçok yazı okuyorum ve görüyorum ki herkes az çok farkında ama kimse sağlam bi fikir, uygulanabilir bi çözüm yolu sunamıyor. Ben de dahil. Ne yazık ki durumu ortaya koymak yetmiyor. Birileri sağlam bi fikir üretip insanlara yol gösterebilirse insanların da güveni ve motivasyonu artacak. Elimizde uzak durmaktan başka çözüm yolu yok. Ama o da yetmiyor işte. Çünkü boş durmuyorlar, sürekli bir şeyler yapıyorlar. Bizim aklımıza gelen çözüm ise sadece uzak durmak. Ama yaşam alanımız giderek daralınca insanların tahammül sınırı da düşüyor ve en sonunda zaten herkes böyle yapıyor noktasına geliyoruz.

        Beğen

  3. savunduğum değil,savunulan düşünceleri aktardım.boş vermiş değilim.kurandan başka sağlam yol gösterici var mı? ben önce Allah benden ne istiyoru anlamakla girdim yola.bu ve bunun gibi siteler de yol gösteriyor yanlışları delilleriyle sunuyor.anlamak Allah’ın yolunda olmak isteyene.umursamayan da benim aklım almaz arapçam yok nasıl okuyup anlarım kuranı diyor daha en başından.Sanki Allah bu durumu es geçmiş gibi.

    Beğen

    1. Boş vermediğinizin farkındayım. Ancak artık Kuranın yol göstericiliğine olan kalpten güven de yetmiyor. Eskiden faizden ve bankadan uzak kalarak yaşamak mümkündü ama artık değil. İnsanlara ribasız bi ekonomik sistemin mümkün olduğunu kanıtlamak gerekiyor. Bunun için de ülke düzeyinde uygulanabilir ve gerçekçi planlar hazırlamak lazım ki insanlar, istediklerinde çözüm bulabildiklerini ve Kuranın gerçekten de yolgösterdiğini görsünler. Birilerinin gizliliğe dikkat eden yazılımlar, uygulamalar filan üretmeye başlaması gerek ki halk teknolojiden temizce faydalanılabildiğini görsün. Her sorunumuz için (sağlık, psikolojik, eğitim, teknolojik vs.) birilerinin işe yarar çözümler üretmesi gerek ki başımız her sıkıştığında yabancı kaynaklara başvurmak zorunda kalmadığımızı görelim. Bu konularda okuduğum yazıların çoğu insanı ümitsizliğe sürüklüyor yanlızca.

      Beğen

      1. Düşünme biçimlerimizi arındırmamız ve makul, uygulanabilir adımlara yönelik düşünmeyi alışkanlık edinmemiz gerekir. Devrim peşinde koşmak akıllı, gerçekçi insanların işi değil.
        – Android çalıştıran ama Google’a bağlanmayan eski model Blackberry’ler var. Gerekebilir diye bir tane aldım, ikincisini yedek olarak alacağım.
        – Androide benzer bağımsız ve güvenli işletim sistemi var. Şu anda yalnızca şirketlere satıyorlar, perakendesi yok. Bir Türk girişimci perakende için bu şirketle görüşebilir. Böyle bir fikrin gelişmesi için kendini Müslüman sayan işadamlarına alttan baskı gelmesi gerekir. Bu baskıyı yaratmak için Taksim’de yürümeye gerek yok.
        – Kredi kullanmadan yaşamak kesinlikle olanaksız değil. Girişimci misin? Bir kaç yıl kredi kullan, yeme, içme, kendini yoksuldan say. Sonraki yıllarda yatırımları cebinden yap. Kusursuz bir plan değil ama doğru yöne atılmış bir adımı kim kınayabilir?
        – Veya benim gibi yap, kefil olmanı isteyen dostuna başvuru formunu yırttır, senet doldur ve sen borç ver. Sabrı ve olgunluğu varsa neden böyle yapması gerektiğini de anlat.
        – Hiçbirini yapamıyorsan kredi kullananı ayıpla, kına. Bunu da mı yapamıyorsun?
        – Organik pazarların kurulmasını engelledikleri için balkonumda en azından domates, biber yetiştirmem gerektiğine karar verdim ve hazırlıklara başladım.
        – Küçük adımlar atmaya çalışan kişileri kişisel zararın pahasına koru, kolla. Belki sen başaramayacaksın ama onlar başaracaklar.
        – Küçük adımları küçümseyenler gerçekten büyük sorunları olduğuna ve bunları çözecek güçleri olduğuna “iman etmiş” değiller. Sıfır maliyetli olan ve hiç bir gerekçeyle geri çevrilemeyecek olan “bir yıl televizyon izleme, beğenirsen devam et, beğenmezsen geri dön” önerimi geri çevirenler oluyor. Biri kalkıp da düzeni gerçekten değiştirecek, köleliği kaldıracak, sorunları çözecek olursa bu kişilerin kesinlikle desteklemeyeceğini, hatta engel olmaya çalışacaklarını düşünüyorum.
        – Sorunların farkına varmak, hastalığı doğru teşhis etmek azımsanacak bir başarı değildir. Sorunun farkına varamamış milyarlar var dünyada. Hala en büyük sorunları “işsizlik, pahalılık, terör…” diye saymaya başlayan aymazlar var. Sorunu doğruca ortaya koyup çözüm önerisi sunmayanları kınama. Belki ellerinden gelenin en iyisi buydu, bunu yaptılar. Müteşekkir ol ve çözümü de sen ara. Teşhisi doğru koyamazsan sahte tedavilere razı olursun. Örnek: Yanlış teşhis: Sorun terördür. Yanlış tedavi: Yolculuğu sınırlandıralım, herkese terörist muamelesi yapalım, Müslüman ülkeleri işgal edelim. Yanlış teşhis: Sorun virüstür. Yanlış tedavi: Herkesi eve tıkalım, çanlarına ot tıkayalım. Daha fazla baskı, daha fazla lezzet. Yanlış teşhis: İstanbul iyi ama çok para kazanıyorsan, değilse yaşanmaz. Yanlış tedavi: Parayı yığ, sonra kıyı kasabasına kaç. Yanlış teşhis: İşsizlik sorunu var. Yanlış tedavi: Kurulu işyerleriyle rekabet edecek yeni işyerleri açalım, işsizler iş bulsun, öbürleri de işini kaybetsin. Yanlış teşhis: Köprülerin kapasitesi yetmiyor. Yanlış tedavi: Dördüncü köprü. Yanlış teşhis: Bütün politikacılar aynı. Yanlış tedavi: AKP. Bu yanlış tedavilerin hepsi toplumun çoğunluğunca destekleniyor, oy vererek ve itaat ederek katılınıyor. “Uzak duran” yeterince insan bu olumsuzlukları hafifletebilir, engelleyebilirdi.

        Beğen

  4. – Android çalıştıran ama Google’a bağlanmayan eski model Blackberry’ler var. Link atabilir misiniz? Görüp inceleyip gidip telefoncudan almak için.

    Beğen

    1. z10 ve q10 modellerine bakabilirsiniz. ayrıca debloater adlı uygulamayı kullanarak kullandığınız telefondaki google benzeri silinmeyen uygulamaları silebilirsiniz. tabi bu silme işlemine garanti veremiyorum. gizliliği çiğneyen uygulamalar indirdikten sonra bunlar da yarar getirmez.

      Beğen

  5. Artık televizyonlarda halkı uyaran yayınlar yapılıyor.Akıllı telefonlardaki tehlikeden bahsettiler az önce.Hekırlara karşı uyardılar.Telefona bağlanıp bütün bilgilerimize ulaşılabileceğinden,gözlendiğimizden bahsettiler.Neden?Kimse akıllı telefon almasın artık, güvende olsun diye.Demeyi çok isterdim. Hekır geçirmez yerli(!) telefon ya da kötülük savar bir paket programını reklamlarını dört gözle bekliyorum.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s