Diyanet Fetvasında Çarpıtma ve Safsata
Askerde veya dinde veya aşkta mantık olmadığı gibi sözler boştur. Mantık her yerdedir. Din İşleri Yüksek Kurulu’nun şu kararında mantık hatası veya kasıtlı bir çarpıtma bulunuyor:
“İslam’da faiz, kesin olarak haram kılınmıştır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. İş kurmak veya genişletmek; ev, araba satın almak üzere kişi, kuruluş veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz değildir. TOKİ aracılığıyla devreye alınan son uygulama ise devletin, alt veya orta gelirli vatandaşlarına yönelik olarak ürettiği bir sosyal konut projesidir. Bu projede, peşinat haricindeki tutar, kamu bankaları vasıtasıyla kredilendirilmekte olup devletin söz konusu borçlandırmadaki amacı, faiz geliri elde etmek değil, aksine ödeme güçlüğü içindeki vatandaşlarının ev sahibi olmalarına yardımcı olmaktır. Bu itibarla, devlet TOKİ’nin bu uygulamasında başka bir yolla konut alma imkânı tanımadığından, belirtilen niyet ve amaçlar doğrultusunda söz konusu projeden yararlanmak caizdir.”
Buradaki çarpıtmayı, daha teknik olmak istersek konuyu değiştirme safsatasını saptamak için konunun ayrıntılarını bilmeye gerek yok. Kullanılan “haram”, “caiz” gibi sözcüklerin anlamına sözlükten bakmak yetiyor zaten. Yani İslam’ı hiç bilmeyen biri buradaki mantıksızlığın farkına varabilir. Eleştirel düşünmenin önemi ve yararı da burada. Bazen tartışılan konuyu bilmeseniz bile kimin yalan söylediğini, kimin kaçak güreştiğini anlayabilirsiniz.
Yazara göre İslam’da faiz kesin olarak yasak. Yazar (kurul) bunun gerekçesini, yani yasak olma nedenini belirtmemiş. Yazar TOKİ’nin uygulamasında faizin var olduğunu söylüyor ve tıpkı yasaktan söz ederken kullandığı gibi “kredi” sözcüğünü kullanıyor. Ama yazar bu ikinci tip faizin yasak olmadığını söylüyor. Bunun gerekçesini “gelir elde etme amacı olmaması” olarak sunuyor. Oysa yazar İslam’da faizin kesin olarak yasak olduğunu söylerken böyle bir gerekçe belirtmemişti. Yazar “İslam’da gelir elde etme amacıyla faiz yasaktır” deseydi bu safsataya düşmezdi. Veya “zaruret bulunmadıkça” yerine “İslam’da yoksulları ev sahibi yapma gereği bulunmadıkça faiz haramdır” deseydi safsataya düşmezdi. Yazar bir paragraf içinde faizin yasak olup olmadığı konusunu faizin yasak olmasının gerekçesine çeviriyor. Zihni açık ama İslam’ı bilmeyen bir okuyucu bu açıklamayla hiçbir yargıya varamayacaktır. Çok basit bir çarpıtma ama emin olun milyonlarca kişi bu mantık hatasını saptayacak durumda değil. Onlardan biri olmayın.
Kimi Rol Modeli Göreceğini Ben Sana Söyleyeyim
Bütün soruların aynı zamanda birer önerme olduğunu söylemiştik. Birleşmiş Milletler’in erkeklerden kenara çekilip kadınlara kayırmacılık yapmalarını istediği “Heforshe” kampanyasının sitesinden alınmış yukarıdaki soru çok basitmiş gibi görünse de birçok önerme içeriyor. Sanki aşağıdaki konular konuşulmuş ve soruyu soranla sorunun yöneltildiği kişiler bu konularda uzlaşmışlar gibi bir algı yaratılıyor.
- Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadın iş liderleriyle ilgisi var mıdır? (“Vardır” aşılaması)
- Herhangi bir kişiyi rol modeli olarak görmeli miyim? (“Görmelisin” aşılaması)
- Bir kişi ancak bir lideri mi rol modeli olarak görmelidir? (“Evet”…)
- Bir kadın ancak bir kadın lideri mi rol modeli olarak görmelidir? (“Evet”…)
- Sesimi duyurmanın tek yolu Twitter mıdır? (“Evet”…)
Konu dışı çözümleme: Bu bir internet sitesi. Size sorular yöneltiliyor ve sizden bir şeyler yapmanız isteniyor ama bir insan yüzü görmüyorsunuz. Kiminle konuştuğunuzu bilmiyorsunuz. Bu önemlidir ve eleştirel basın okumasında sıkça karşılaşacağımız, farkında olmamız gereken bir sorundur.
Bakan Bey Bize Yardım Edin
Amerikalı ve Avrupalıların dışında dünyada belki en çok Türklerin kullandığı beyin törpüleme programı Twitter’da bunun gibi binlerce örnek bulabilirsiniz. Bölgesel veya merkezi yöneticilere birkaç parmak hareketiyle “ulaşabiliyor” olma illüzyonuyla kendini çok özel ve başkalarından daha önemli gören kişiler kendilerine ayrıcalıklar dilenirler. Bu ayrıcalık talepleri mükemmel birer mazeret safsatası örneğidir. “Herkes için geçerli olan şey benim için geçerli olmasın.” Tombalah’ın yazının hemen altına iliştirdiği fotoğraf her yetişkinin içinde acıma ve sevgi duyguları uyandırma amaçlı olduğu için metin dışı da olsa bir duyguya başvurma safsatası yapılmıştır. Tombalah, bunun yerine işe yaramayan ve belli yer ve zamanlarda hastaneleri erişilmez hale getiren randevu sisteminin düzeltilmesini isteseydi herkes için daha iyi olurdu. Şu örnek de aynı safsatanın ürünüdür:
https://www.change.org/p/sevan-ni%C5%9Fanyan-i%C3%A7in-izan-talep-ediyoruz-ahmet-davutoglu
Savcının İmalı Karmaşık Soruları
2013’ün ünlü Haziran olaylarından bir haber. “Şiddet içerikli kanunsuz eylemlerde cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit yöntemleriyle, devlet otoritesini zaafa uğratmak, devletin iç güvenliğini, kamu düzenini bozmak… amacıyla gerçekleştirilen eylemlere neden katıldınız?” Önce katılıp katılmadığımı bir sorsana? Veya benim katıldığım eylem senin tarif ettiğin eylem değildir belki? Bu ve bunu izleyen sorular “yüklü soru” veya “imalı karmaşık soru” dediğimiz türde safsatalardır.
“Şiddet eylemi sırasında tanınmamak amacıyla yüzünüzü neden kapattınız?” Soru nedir? Yanıtını kendin veriyorsun…
“Deniyoruz Ama Başaramıyoruz” Safsatası
Çoğunluğa başvurma safsatasının özel bir biçimini görüyorsunuz. Derginin kapağındaki ve içindeki “moda” fotoğraflarındaki cinsel çekiciliği eleştirenler “İslamî” örtünme ile çekiciliğin çelişkili olduğunu öne sürüyorlar ve örtünme bunun kültürünü zedelediğini öne sürüyorlar. Dergi yöneticisinin savunmasına bakın: “Âlâ okurları mankenler gibi gezmiyorlar.” Daha doğrudan söylemek gerekirse: “Kimse bizim istediğimiz gibi davranmıyor zaten, bu yüzden eleştirilemeyiz.” Bir alt kategori olarak yeni bir adlandırma yapmak yerinde olacaktır. “İstedik ama başaramadık” safsatası veya benzer bir şey olabilir. Ama bu sayfalarda kategorilerle fazla ilgilenmiyoruz, dikkatimizi mantık yanlışlarına yöneltiyoruz. Benzer bir savunmayı mahkemede bir eve girmeye çalışırken yakalanan hırsız (adayı)nın yaptığını düşünün. “Eve girmeyi başaramadım, onun için masumum.” Hırsız adayının savunması geçerli kabul edilmeyecek ve suçlu bulunacaktır.
Çok teşekkürler. çok yararlı.
BeğenBeğen